13 Ocak 2012 Cuma

FENERBAHÇE AŞKTIR


Fenerbahçe henüz küçük bir bebekken ilk kez babam tarafından fısıldanmış kulağıma... Benden sonra da kardeşimin kulağına... O günlerden beri Fenerbahçe'nin ismi ne zaman geçse, iliklerime işlemiş bu sevgi hemen hissettirir kendini. Bir takımdan değil, çok yakınımdan bahsediliyor hissi uyanır içimde... İyi bir haber mi? "Kutlamak gerekir.", kötü bir haber mi? "Bana ihtiyacı var." İnsan bu hisleri varoluş amacı sadece spor olan bir kulübe hissedemez sanırım. Zaten Fenerbahçe de yalnızca bir spor kulübü değildir. Bu ülkenin var oluşunda emeği olan, milyonlarca insanın kalbinde taht kuran, bu yalnız ve güzel ülkenin, "yalnız" ama en büyük camiasıdır, "Ben tek siz hepiniz!" diyen bir çocuğun cümlesindedir. Milyonları sevince boğan başarılarını, her zaman en coşkulu şekilde kutlayıp, yenilgilerinde bile taraftarıyla bütünleşen manzarasıyla rakiplerini kıskandıran tarifsiz tutkudur. Yalnızca bir maç için binlerce km yol giden bir adamın sabrıdır. Eşlerinin maç zevkinden sıkılan kadınların konu olduğu bir ülkede, formasını kapıp stada gelen 10 binlerce Fenerbahçeli kadının rengidir, çığlığıdır, tüm dünyaya dersidir. Üzerine gidildiği için sesini çıkaran ve yapılan haksızlıklar karşısında gerçekten sesi çıkan, bu ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşudur Fenerbahçe. Her bir çelmede, her bir darbede aşağı düşmesi beklenirken daha da yukarılara çıkan, taraftarının küsmesi beklenirken, 12 numarasının daha da tutkuyla sarıldığı tarifi zor bir şeydir Fenerbahçe. Aklın alabileceği gibi değildir. Çünkü Fenerbahçe aşktır...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder